GEZİYORUM
Bursa'ya
gitmek için çok neden var
İpek yolu üzerinde bulunan tarihi şehrin verimli ovası üzerinde,
yolun her iki yanına dizili son derece modern fabrikaları
görünce önceleri sanki bir Alman kentine giriyormuş izlenimi
uyanıyor. Fakat şehir merkezine yaklaştıkça standart Bursa'da
olduğunuzu çok geçmeden anlıyorsunuz.
Sadece
camiler, türbeler, ipek, kadife, kestane şekeri, şeftali,
Uludağ, teleferik turu, kılıç kalkan oyunu değil tabii Bursa'da
yaşanan.
"Bursa" denince aklımıza tekstil ürünleri, özellikle havluları,
bıçakları ve ipek böcekçiliği geliyor.
Daha bitmedi. Roma Bizans döneminden kalma tarihi eserleri,
müzeleri, medrese, han, hamam, kervansaray, imarethaneler,
köprüler, çeşmeler, parklar, anıt olmuş çınar ağaçları,
kapalıçarşısı, yaşanası güzellikteki evleri, çevre köyleri,
şifalı termal kaplıcaları gezip gördükten sonra ünlü iskender
kebebını yemek için de sıraya giriliyor Bursa'da.
Ulu Camii
Kentin kalbinin attığı,
en çok ziyaret edilen Ulu Camii, Bursa'ya gelenlerin ilk
uğrak yerlerinden birini oluşturuyor.
Tarihi Ulucami'nin mimarisini, iç duvar hat sanatı
örneklerini ve caminin ortasında yer alan fiskiyeli havuzuna
ziyaretinizde hayran kalıyorsunuz.
Yeşil Türbe'nin ihtişamı, duvar çinileri ve Yeşil Caminin
mermer çeşmesi tekrar tekrar gelmenize neden oluyor.
Tek mermer bloktan oya gibi işlenen mermer çeşme, turistlerin
en çok fotoğraf çektikleri yerlerden biri.
Emir Sultan Camisi'nde görüldüğü gibi kimi duvarında bir
serçe saray barındırıyor, kimi cami ise minaresi dikkat
dikkat çekiyor.
Hepsi de son derece etkileyici Ata Yadigarı tarihi eserlerimiz.
Bursa’nın Hanları
Şehrin tarihi boyunca ticaret yollarının üzerinde bulunması
ticaret merkezi olmasını sağlamış, bu nedenle çok sayıda
han bulunuyor.
Bunların içinde en fazla yoğunluk görülen, Ulu Cami ile
Orhan Camii arasında bulunan Koza Han,1490 tarihli ve Bursa’nın
en güzel, en işlek hanlarından biri. Duvarları taş, tuğla
örülü hanın dikdörtgen bir avlusu etrafında iki katlı konumlanmış.
Hanın
taş kabartmalı abidevi kapısından başka üç kapısı daha bulunuyor.
Genellikle ipek ve tekstil ürünlerin satıldığı ve alt katı
45, üst katı 50 odalı hanın çevrelediği avlu ortasında taştan
yapılmış sekiz ayaklı köşk mescit ile etrafında ulu çınarların
gölgesinde oturup çay içilebilecek kafe yer alıyor.
Bursa’da Koza Han’dan sonra üç katlı tek han olan Balibey
Hanı, Arabacılar Hanı olarak da bilinen İpek Han, Osmanlı
hanlarının ilk örneği Emir Han, taş kabartma motiflerle
süslü kapıya sahip Pirinç Han bulunuyor. Bursa’nın diğer
hanları arasında ise Geyve Hanı, Fidan Han, Tuz Han, Kapan
Hanı, Çukur Han, Eskişehir Hanı, Tahıl Hanı gibi tarihi
değeri yüksek ve bugün hepsi turistik mekânlar olan hanlar
yer alıyor.
Bunlara ilave olarak bir yer daha var ki imrendirici yerlerin
başında geliyor. Daha Bursa'ya girişte, 3 km kala yani çevre
yolunun hemen altında, çölde vaha misali bir emekliler parkı
var.
Emekli olunca toprakla ilgilenmek ne keyifli bir uğraştır.
Ama araziniz, bahçeniz yoksa bu zevki nasıl tadacaksınız?
Bu sorunun yanıtını Bursa Belediyesi veriyor.
Kiralık bahçeler
Bursa'nın eski Belediye Başkanı Ekrem Barışık, Almanya ziyaretinde
gördüğü bir uygulama üzerine Bursa'da dere yatağını düzeltip
250 metre karelik bahçeler parsellemiş, etrafını tel örgüyle
çevirip içlerine de ahşap küçük kulübeler kondurup emeklilere
kiralamış.
Kiralama
şartları çok basit:
Emekli olacaksınız ve her yıl bahçeyi ekip biçeceksin o
kadar. Bursa'lı emekliler her sabah büyük hevesle kiralık
bahçelerine geliyor, kimisi çiçek yetiştiriyor kimi sebze.
Su sorunu yok, parkta buz gibi kuyu suyu var, kullanımı
da ücretsiz. Emekliler parkında akla gelen her türlü hizmet
düşünülmüş. Parkın 24 saat görev yapan bekçisi var, postacı
bile geliyor, telefon kulubesi de var hemde çalışıyor.
Bahçeler arası yarışmalar yapılıyor. Emekli Şükrü Çerezci
gül birincisi olmuş. Eski Başkan sürekli hayır duasıyla
anılıyor.
Emekli İbrahim Albayrak ise "Emekliler parkındaki" bahçesinde
marul, maydanoz, dereotu kısaca kış sebzeleri yetiştiriyor.
Neredeyse gerçek tadını, yaprağının kokusunu unuttuğumuz
domatesleri, taze soğanlardan yaptığı demeti sarıp evine
götürüyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nce
kiralanan bu bahçelerin benzerini de Yıldırım Belediyesi
Vakıf köyde 50 dönüm araziyi parselleyerek yapmış ve hemen
kapışılmış.
Şehirlerde apartmanlara sıkışmış sakinlerin böyle kiralık
bahçelere ne büyük ihtiyacı olduğunu düşünerek yazdığım
satırlar umarım diğer Belediye Başkanlarına da örnek olur.
Hergün bir yenisi sırıtarak yükselen gökdelenlerden, plazalardan,
otellerden arta kalan arazilere bir de belki bu gözle bakarlar!
Irgandı Köprüsü
Bursa tarihinde önemli yer tutan geçiş noktalarından birisi
de Irgandı Köprüsü. Gökdere üzerinde dizili olan ve Yıldırım
İlçesi ile Osmangazi İlçesini birbirine bağlayan önemli
köprülerden biri olan Irgandı Köprüsü, diğer benzer köprülerden
farklı olarak, Dünyada ki dört çarşılı köprüden biri olma
özelliği taşıyor.
1442 yılında Pir Ali Oğlu Tüccar Muslihiddin tarafından
yaptırılmış. Kaynaklara göre üzerinde 31 dükkân, bir mescit,
iki ahır depo, bulunan köprü, 1855 depreminde hasara uğramış,
1922 yılında ise Yunanlıların şehri terk sırasında bombalanarak
tahrip edilmiş.
Yaşanan bu olaylar sonucu köprü yapımından bu yana arasta
çarşısına ait hiçbir eser kalmamış.
2005 yılında Osmangazi Belediyesinin faaliyetleri sonucu
köprüye sanat köprüsü olma amaçlı proje geliştirilerek uygulanmaya
konulmuş.
Günümüzde hat, ebru, tezhip, minyatür, sedefkârlık, ahşap,
Bursa bıçağı, metal işleme sanatı gibi Türk el sanatları
çalışmaları yapanlara imkân tanınarak yerli yabancı turistlerin
ziyaretleri amaçlanmış.
Köprü üzerinde bulunan kafe ve birkaç dükkân dışında dükkânların
çoğu kapalı. Faaliyet gösteren birkaç sanaçtı, dükkânlarının
önünde imalatlarına devam ederken, yaptıkları el ürünlerini
tezgâhlarında sergiliyorlar.
Köprü yanından Gökdere’ye yatağına iniş için yapılmış merdivenler
demir kapılar kilitli. Köprüyü görmek bir fotoğraf çekmek
için araç park edecek hiçbir cep düşünülmemiş. Turistler
için yiyip, içebilecekleri manzaralı mekânlar yapılmamış,
cazip değer, ne yazık ki ruhsuz, cansız kaderine bırakılmış.
Buna rağmen köprübaşında Dere Kafe kısıtlı imkânlarla da
olsa köprüye bakarak oturup kahvaltı, tost, mantı türü yiyeceklerle
oturup bir şeyler içebilme imkânı var.
Gökdere yatağına yapılacak kademeli havuzlarda su biriktirerek
kayıkların, gondolların dolaşabileceği daha manzaralı, aktiviteler
kazandırılabilir. Işıklandırılmış köprüye bakan yeşil alan
içine yapılacak set restoranlarla ziyaretçi potansiyeli
artırılabilir.
Irgandı Köprüsü panoraması, trafik işleyen Setbaşı Köprüsünden
görülebiliyor, fotoğraf çekimi için öğle saatleri sonrası
köprünün tamamı aydınlık oluyor.
Not: Dünyada ki diğer çarşılı üç köprü, Ponte Vecchio, Ponte
Rialto İtalya’da, Osma Köprüsü ise Bulgaristan’da bulunuyor.
Türkiye'de
tek Ormancılık Müzesi.
Bursa'da gezilip görülmesi
gereken yerlerden birisi de kendi konumu itibariyle Türkiye'de
ilk ve tek olma özelliğine sahip Ormancılık Müzesi.
Çekirge semtinde aynıisimle anılan caddesi üzerindeki "Saatçi
Köşkü", 19.yüzyıldan kalma Barok mimari tarzı mimari ve
çevresiyle dikkat çekiyor.
Köşk günümüzde ormancılıkla ilgili bir nevi ihtisas müzesi
olarak da işlev görüyor.
Ormancılık Müzesi'nin kurucusu ve müdürü olan Bülent Zafer
Öztaptık, ziyaretçilere ormancılık hakkında bilgi verildiğini,
çevre bilinci konusunda fikir sahibi olmarı sağlandığını
belirtiyor.
Müze teşhir salonlarından doldurulmuş orman canlıları, vahşi
hayvanlar ve kuşlar, orman hayatında görülebilecek zararlı
ve faydalı böcekler, biyolojik mücadele,
kudağ'da zirveye yakın yer
bitkileriyle beslenen endemik kelebekleri görülüyor.
Ayrıca dünyada sadece Amerika'da bulunan "Sekoya" ağaçlarının
Anadolu'da bulunup ve
doğadaki konservasyonu ile günümüze gelebilmiş fosilleri,
ağaç kesitleri de sergileniyor.
Pazartesi hariç her gün ücretsiz görülebilen Ormancılık
Müzesi gezisinden sonra dönemin özelliklerini yansıtan Saatçi
Köşkü bahçesindeki terasta kamelya ve havuz yanında oturup
ağaçlar altında dinlenebilirsiniz.
Aynı cadde üzerinde Karagöz ile Hacivat'ın mezarı ve kendilerine
ayrılan temsili maketlerinin bulunduğu bölüm de yer alıyor.
Bursa
Saat Kulesi
Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Sultan 1.Osman ve Sultan
Orhan türbelerinin kuzeyindeki Tophane Parkı içinde bulunuyor.
Osmanlı devrinde Ramazan ayı iftar vaktini bildiren topun
atıldığı yerde bulunması nedeniyle "Tophane" diye de anılan
kule, Sultan 2.Abdülhamit'in tahta çıkışının 30'uncu yıldönümü
olan 31 Ağustos 1906'da bitirilerek, Vali Reşit Mümtaz Paşa
tarafından törenle Bursalılar'ın hizmetine
sokulmuştu.
4.65 x 4.65 metre planlı, 6 katlı saat kulesi, 25 metre
yüksekliğinde.
Günümüzde orijinali yerine elektronik bir saat takılan kule,
Bursa Belediyesi'nce yangın gözetleme amacıyla da kullanılıyor.
Açık
hava müzesi görünümündeki şehir turunuz bitince dönüşte
alabilecekleriniz arasında şubeleri büyük şehirlere de yayılan
ünlü havlucuların ürünleri olabilir.
Bursa ile özdeşleşen iskender kebabın lezzet sırrı, Uludağ
eteklerinin kokulu ot ve kekikleriyle beslenen koyunlarının
eti ve özel mandıranın imali tereyağından geliyor.
Hemen hemen her yerde İskender kebabı yapan mekan bulunuyor.
İsmini de 4000 yıllık Türk yemeği kuzu çevirmeyi döner kebabına
çeviren İskender'den almış.
Yüzyıllarca
yerdeki ateşe paralel olarak pişirilen kuzuyu sinir ve kemiklerinden
arındırıp dikey metal çubuk üzerine kendi ekseninde dönmesini
sağlayan İskender pişen kısımları uzun bıçakla yaprak yaprak
keserek döner kebabını bulmuş.
Kuruluş tarihi 1867 olan Kebapçı İskender'in devamını oğulları
Nurettin, Süleyman ve Cevat kardeşler sağlamış. Babaları
Süleyman olan üçüncü kuşak Fahri, Yavuz ve torun İskender
yüz yılı aşkın süreyi geride bırakmanın gururunu yaşıyorlar.
Hünkar Köşkü Müzesi
1844 yılında Osmanlı padişahı Abdülmecit adına av kşökü
olarak inşa edilen Hünkar Köşkü, 19 günde bitirilmiş. Abdülaziz
ve V.Mehmet Reşat kalmış. 1925 yılında ise Atatürk, resmi
ziyaretlerin dışında 4 kez dinlenme amaçlı kısa sürelerle
kalmış.
1995 yılında restorasyona başlanarak, 29 Mayıs 2003 tarihinde
ziyarete açılan Hünkar Köşkü, pazartesi günü dışında 09:30
- 17:00 arası ücretsiz gezilebiliyor.
Sanat tarihçisi Zehra Ursavaş'ın müdürlüğünü yaptığı Hünkar
Köşkü, tavan kalem işi süslemeleri, Bursa seyir panoramasına
hakim bahçesi, dönemi yansıtan orijinal eşyaları ve Atatürk
odasıyla ilgi çekiyor.
Bursa Kent Müzesi
3 katı ile hizmet veren müze, girişte ziyaretçileri
antika bir araba ile karşılıyor.
Atatürk köşesi, Bursalı ünlü iş adamları ve çeşitli standları
gezen ziyaretçiler, üst katta Bursa Futbol Tarihi Sergisini
görüyorlar. Müzenin zemin katında ise, çeşitli iş kollarının
çalışmalarını yansıtan cansız mankenlerle sunumu yapılıyor.
Kalaycı, nalbant, semerci, kumaşçı, şekerci, dönerci gibi
dükkanlar aslına uygun dekorları ile ilgi çekiyor.
Bursa Anadolu Arabaları Müzesi
Bursa'nın gezi yerleri arasında bir de Umurbey Mah. Kapıcı
Cad. Yıldırım semtinde Bursa Anadolu Arabaları Müzesi bulunuyor.
Anadolu üretim ustalığının değişik tasarımlarının örneklendiği
müzede, ağaç arabalar, kırsal arabalar, yol arabaları ve
savaş arabaları görülebiliyor.
Roma dönemi savaş arabası, kupa, Balıkesir öküz arabası,
Tokat kağnı, Bursa, Akhisar öküz arabası, Bursa Derin Esebey,
Akhisar tek atlı Esebey, Konya çarklısı, Sivas at arabası,
Bursa, Trakya, Eskişehir Tatar arabası, İstanbul çarklısı,
fayton, briçka, panyo, ağır yük arabası, top arabası gibi
örneklerin yer aldığı müzede
Anadolu tarihinin çeşitli dönemlerini yansıtan 31 motorsuz
araç ın yanısıra, Tofaş'ın 30 yılda ürettiği otomobilleri
temsilen 10 adet otomobil de sergileniyor. Bu bölümde, ilk
Murat 124, ilk Murat 131 ve ilk Kartal'ı da görmek mümkün.
|