GEZİYORUM
Atlarla
Yeşilgöl'e yolculuk
Kaş
ilçesini 10 km geçip Demre sapağından 55 km sonra ulaşılan
Kaş'ın merkez yaylası Gömbe, Hıristiyanlık zamanında piskoposluk
merkezi olarak önem kazanmış.
Çevredeki kilise ve lahitler günümüze gelebilen kalıntılar
arasında.
Yaylanın önceleri Gombe olan adı, zamanla Gömbe'ye dönüşmüş.
Osmanlı devrinde hayvan panayırı olarak kullanılan yaylada
çok sayıda yörük bugünde yaşamlarını sürdürüyorlar.
Türkiye'nin en eski yağlı güreşlerinin yapıldığı yer olarak
ta bilinen Gömbe, zamanında Yunanlılara ait olan Meis ve
Rodos gibi adaların tahıl ihtiyacını da karşılamış.
Sulu elması kadar armut ve cevizi de ünlü olan Gömbe'de,
Akdağ'ın doğu yamacından doğan üç büyük kaynak su var. Bunlardan
biri olan ve şelale şeklini alarak 60 metre yükseklikten
dökülen Uçarsu.
Mayıs ayının ilk haftasında karların erimesiyle uçarcasına
akmaya başlayan şelale ağustos ve eylül aylarına kadar bu
akışını sürdürüyor. 5-7 Haziran arasında düzenlenen şenliklerde
yöreye gelen ziyaretçiler Uçarsu'da dilek dileyip kurban
esiyor sema törenleri ve foklor gösterileri yapıyor, sonra
da Tekke Köyü Abdal Musa Türbesi'ni ziyaret ediyorlar.
Yeşil Göl
Anıt çınar ağaçlarının bulunduğu Çukurbağ Köyü çay arası
mevkiinde ve deniz seviyesinden yaklaşık 900 metre yükseklikte
Yeşil Göl adını taşıyan bir krater yer alıyor. 3025 metre
yükseklikteki Akdağ'ın eteklerinde bulunan bir başkası ise
Avlan Gölü.
Çevrede dünyada sadece Lübnan'da bulunan ve Lübnan sediri
olarak anılan, eskiden gemi yapımında kullanılan hafif ve
çalışması kolay bir ağaç türü sedir ağaçları buluyor.
Turistlerin
uygun hava koşullarında yamaç paraşütü yaptıkları ve ilginç
bir doğa olayına sahne olan Dumanlı Vadi, Dokuz Göller Mevkii
ve Kaş'a 20 km uzaklıktaki piknik ve yürüyüş parkurları,
çevrede en fazla ilgi gören yerler arasında gösteriliyor.
Yaz aylarında Kaş ve
çevresinde sıcaktan bulananların Gömbe yaylasındaki yazlık
yayla evlerine gelmesiyle şenlenen bölge Fethiye'den yürüyüş
yapan gruplar, su kenarında piknik yapanlar ve ata binenlerle
dolup taşıyor.
Nem oranı sıfır olan Gömbe'de 3025 metre yüksekliğindeki
Akdağ ve 200 metre seviyeli Yumru, dağcılık sporuna gönül
verenleri kucaklarken, Mayıs aynıda bile karlarla kaplı
kayak pisti turizmcilerin dikkatini çekmeyi bekliyor.
Yeşilgöl çevresinde ağaç yok. Bahar aylarında açan kır çiçekleri
zindelik kazandıran dağ havası ve sessizliğin çıldırtan
sesi, zamanın durduğu hissine kapılmanıza neden oluyor.
Kış aylarında ise gölün donmuş yüzeyine atacağınız irice
bir taş farklı bir ses duymanıza imkan tanıyor. Buzulun
kırılmasıyla yüzeye dağılarak ilerleyen titreşimler kıyıda
son bulurken, sesin karşı yamaçlarından geri dönüşüne tanık
oluyor ve kraterde yankılanan bu gizemli sesi tekrar tekrar
duymak istiyorsunuz.
1300-1400 metredeki iklim şartlarına uyum sağlayan bitki
örtüsü, karların erimesiyle daha da coşuyor.
Yol boyunca renkli kuşlara, meraklı sincaplara, kışın bile
açan soğanlı bitkilere rastlıyorsunuz. Üstelik dağın yamaçlarında
cep telefonları da çekiyor.
Elmalı
Gömbe'ye komşu başka bir ilçe olan, Teke yöresinin tam ortasında
kurulu Elmalı'nın tarihi ilk çağlara kadar uzanıyor.
İlçede Selçuklu eseri olan Kesik Minare, tarihi Ömer Paşa,
Sinan Ümni Cami ve Türbesi, Kütük Cami bulunuyor.
"Kızlar Sivrisi" doğa harikası olarak yürüyüş ve kamp turlarını
Foto-Safari'cileri, Dağcıları ve Sedir Araştırma Ormanı'nın
ziyaretçilerini ağırlıyor.
Günümüze kadar doğal güzelliklerini koruyan Elmalı'nın üst
mahallelerinde bulunan tarihi sokaklar, çift cumbalı ahşap
evler, iç ve dış görünümleriyle Osmanlı mimarisinin en güzel
örneklerini sergiliyor. "Aylar" sokağında yer yer yaşları
400 geçkin olan evler ise Safranbolu evlerini kıskandıracak
güzellikte.
Kalkan'dan
Gömbe'ye
Kaş'ta konaklayanların uğramadan yapamadıkları Kalkan, restoran
ve barları, marinası, daracık sokaklarındaki şirin pansiyon
ve evleriyle yıllardır cazibesini koruyan turistik bir merkez.
Buradan hareketle Kalkan Elmalı yoluna giriyor, bu defa
rotamızı Bezirgan yaylasına çeviriyoruz.
Bu yol, çıkmadan ve görmeden tarifi zor bir manzaraya sahip.
Altınızda beliren minik minik adalara baktıkça kendinizi
uçakta gibi hissediyorsunuz. Avuç içi gibi görünen Kalkan
koyundaki çam ormanı arasından zirveye doğru 20 km çıkınca
yol ikiye ayrılıyor. Soldaki yolla Bezirgan Köyü'ne ulaşılıyor.
Bezirgan Yayalası Buğday Ambarları
Hava serin nede olsa
yayla havası. Köyün sınırında dik, saç kaplı çatıları olan
küçük ahşap evler dikkat çekiyor.
Bir birine çok yakın ahşap merdivenli bu iki katlı evler,
buğday saklamak için kullanılıyor.
Görünüşleri bakılırsa sanki çekim platosu ya da klip mekanı.
Nerelerde ne cennetler var diye düşünürken, Yusuf Öcek'in
aile işletmesi olan ağaç gölgesindeki kerevetli "Varyemez
Kır Lokantası" ile karşılaşıyorsunuz.
Burada kök boya el dokuması kilim ve halılar sergilenirken,
ağaç gölgesine yapılmış yerden yüksek ahşap teraslarda ıspanaklı,
peynirli, gözleme çeşitleri, kuzu kebap ve saç kavurma yenebiliyor.
Turistler için köy çevresi ve Bezirgan-Ambar arası at turu
düzenleniyor. Yörede köy pansiyonları da bulunuyor.
Tel: (0-242) 837 51 72
|