GEZİYORUM
Tarihi evleri, şarabı
ve turşusuyla Gümüştepe
Tarihi
çok eskilere dayanan köyün ilk adı Misipolis, bugünkü adı
ise Gümüştepe.
Köyde bulunan 150 yıllık evlerin bozulmamış mimari yapısı
sizi günümüzden alıp çok eskilere götürecek nitelikler taşıyor.
Gümüştepe, eski ahşap evleriyle,
resmi yapılacak, fotoğrafı çekilecek güzellikte Bursa'ya
bağlı bir köy. Gümüştepe, adı gibi nehrin kenarında Gümüş
rengi bir tepeye kurulmuş.
Köyün asma yaprağı, misket üzümü ve bu üzümden yapılmış
şarabı çok ünlü.
Nefaseti ile haklı bir şöhrete sahip bir iştah açıcısı daha
var ki onu buranın dışında sadece İstanbul'un Taksim Sıraselviler'deki
tarihi dükkanında satılan
"Asri Turşucu"da da bulabilirsiniz.
Minicik tatlı biberler, kornişon, domates, patlıcan, sarmısak,
fasulye, dolmalar, sarmalar ve daha bir çok meyva özel işlemlerden
geçirilip, ahşap fıçılarda, tenekelerde, beton havuzlarda
olgunlaşmayı bekledikleri, dinlendikleri yer işte burası,
yani Gümüştepe, Sahibi Vahdettin Çelikli, Türkiye'nin
çeşitli yerlerinden getirttiği doğal ürünleri, Gümüştepe
Köyü'ndeki imalathanesinde, Uludağ'ın kaynak suyu ile turşu
kurduğunu ve bölgeden toplattığı
rezzene otu ve koruklarla tatlandırdığı turşuların birer
vitamin deposu olduğunu söylüyor.
Tarihi çok eskilere dayanan köyün ilk adı Misipolis olan
bugünün Gümüştepe'sinde Rumlar zamanında misyonerlik okulları
faaliyet göstermiş. Günümüze gelen kalıntılar arasında manastırlar
ve kale duvarlarına sıkça rastlanıyor.
Orhangazi Bursa seferine başlamadan 10 yıl önce Misipolis'e
yerleşmiş ve köyü ön karakol olarak kullanmış. Köyün çevreye
hakim en yüksek yeri olan ve durmak konaklamak anlamına
gelen "Beyduran Tepesi" ismi de buradan geliyor.
Yöre halkı dağlara gizlenmiş beş manastır bulunduğunu belirtiyor.
Tarihi köyün bir başka özelliği de Osmanlı dönemindeki oba
yaşantısından evleşmeye geçen ilk köy olması.
150 yıllık evlerin bozulmamış mimari yapısı sizi günümüzden
alıp çok eskilere götürecek nitelikler taşıyor.
Beton
yapıların pek az olduğu
Gümüştepe'nin tamamı koruma alanı
içinde.
Hiçbir
eve restorasyon yapılamadığı için Gümüştepe'nin antik dekoru
içinde Safranbolu veya Şirince'de olduğu gibi turistik amaçlı
konaklama tesisi ve restorasyon da yapılamamış, çivi çakmanın
bile yasak olduğu evlerin bir bölümü oturmaya imkan olmadığı
için boşaltılıp kaderine terk edilmiş.
Misafirperver köy halkı, haftasonları köye gelen ziyaretçilerin
tuval kurup resim yaptıklarını, bir çok ünlü ressamın yağlı
boya tablosuna konu olan köylerinin kamera ve fotoğraf sanatçılarının
ilgisini çektiğini söylüyor.
Köyün 500 metre ilerisinde bulunan "Keçi yatağı" mevkii
ise başta Bursa ve çevre yerleşim yerlerinden gelenlerin
gözde piknik yerleri. Gümüştepe, tarihi boyunca hiç saldırıya
uğramamış, savaş yaşamamış, sorunlarını hep anlaşmalar ve
barış yoluyla halletmiş.
285 haneli Gümüştepe orman statüsünde
iken, 1984 yılında Bursa'nın Nilüfer ilçesine bağlanmış.
Köy içi yollar asfaltlanıp, merkezine modern bir cafeli,
salonlu bina yapılıp yanına da anfi tiyatro inşa edilmiş!
MİMARİ
DOKU
Gümüştepe Köyü'nün daracık taş döşeli sokaklarındaki gezintinizde
gözünüze ilk çarpan çok pencereli ve rengarenk boyalı Osmanlı
evleri.
İki ve üç katlı olan evlerin giriş katları hayvan barınağı
ve kiler olarak kullanılırken üst katlar oturma ve yatma
amaçlı odalara ayırılmış.
Zamanında ipek yolu üzerinde bulunan köyün evleri ipek böcekçiliği
ile uğraşanlara mekan olmuş.
Oda ve sundurma sistemli katlarda komşuluk akrabalık nedeniyle
evler arası geçitlere de rastlanıyor. Isınma şekli odunla
olduğu için köy havası kış aylarında da şehirlere oranla
tertemiz.
LEZZETLİ ÜZÜMLER
Gümüştepe halkının Rumlar'dan miras kalan uğraşları, ziraat
ve bağcılık. Dışarıya pazarlama yapamayan köy halkı ürettiği
üzümleri şarap imalinde değerlendirmiş. Bir zamanlar 8 adet
olan şarap imalathanesinden, günümüzde faaliyetine devam
edenlerin sayısı sadece iki. Şişeleme yapılamayan ancak
5-10 tonluk ahşap fıçılardan açık olarak satılan şarapların
alkol yüzdesi
yüzde 18.
Günümüzde bu şaraplardan bidon veya şişe getirenler litreyle
satın alabiliyorlar.
Yörenin toprak kalitesi aktoprak denilen kumlu bir zemin.
Bu toprak şeker oranı yüksek misket üzümlerinin
yetişmesini sağlıyor. Kokulu üzüm aroması, farklı tada sahip
üzümler, şarap haricinde vermut ve iştah şuruplarının imalinde
de kullanılıyor. Üzümün oluşmasını ve dolayısıyla tadına
tesir eden ikinci etken ise Marmara'dan gelip Uludağ'a kadar
çıkan rüzgar.
Kuzey güney, güney kuzey olmak üzere günde iki kez tekrarlanan
ters akıntı bölgenin hava sirkülasyonunu da değişken ve
taze kılıyor.
Piknik veya gezi yeri arıyorsanız, Gümüştepe ilkbaharda
yeşeren bitki dokusuyla tarihe yolculuk yapmak isteyenlere
farklı bir haftasonu sunuyor.
|