GEZİYORUM
Saroz sahilinde
gizli bir cennet! Güneyli Koyu...
Gelibolu ilçesine bağlı Güneyli Köyü
sahilinde Güneyli koyundayız. Keşan'ı dönüp Gelibolu Çanakkale
güzergâhı yönünde yer alırken, yolun sağında ve altında
kalan şirin koy, aslında gizli kalmış ender tedavi merkezlerinden
biri olup, bünyesinde sayısız avantajlar saklıyor.
Çoğu kez gözden kaçan veya hedef Çanakkale ile devamında
yer alan tatil yöreleri olduğu için şöyle bir bakılıp
geçilen Saroz Denizi kıyısı unutulmuşluğun yanında İstanbul'a
yakınlığı ile İstanbul'dan kaçanların, ileriyi görüp yatırım
yapanların yeni yurtları olarak sayılıyor.
|
Temiz hava, temiz deniz
Alp Dağlarından sonra oksijen oranı en yüksek yer olan
tarihsel adıyla İda, günümüzün Kaz Dağlarından kopup Edremit
körfezine yayılan oksijeni bol hava Çanakkale üzerinden
dönerek boğazlardan Trakya'ya doğru giriş yapıyor. Bilhassa
zeytin ağaçlarının etkisiyle oksijen oranı yükselen bu
hava kütlesine deniz üzerinden geçişinde Ege ve Saroz
denizinin iyot kokusu da ilave oluyor.
Çam ve deniz kokulu rüzgârın bu yolculuğunu Keşan sırtlarında
yoğun çam kokulu Koru Ormanı karşılıyor. Bu nedenle bölgenin
içinde yer alan Güneyli Köyü ve koyu by pass geçiren kalp
hastaları başta olmak üzere, iştahsızlık, uykusuzluk problemi
olanların tedavi merkezi olarak ilgi görüyor.
Özellikle ensülin tedavisi gören şeker hastalarına da
çam ve deniz kokulu bu havanın iyi geldiği, ilaç almaya
gerek duyulmadığı, kalp hastalarının da bölgeye yerleştikten
sonra doktor kontrollerine ara verdikleri altı çizilerek
anlatılanlar arasında.
Avantajları saymaya devam edersek, Güneyli Köyü İstanbul
ve ona birçok bakımdan benzerlik taşıyan Çanakkale'ye
çok yakın.
Ulaşım kolaylığı var. Tüm pazar ihtiyacının karşılanabildiği
Gelibolu ise sadece 11 kilometre uzaklıkta Kıyı boyunca
kurulu dükkanlardan ve Güneyli'ye gelen mobil satıcılardan
tüm ihtiyaçlar da karşılanabiliyor. Sahil boyunca ağaçların
altında oturmak, denizden gelen ılık rüzgara karşı çayları
yudumlamak, son derece dinlendirici olurken çok gerilerde
kalan tulumbadan su çekme imkanı da bulunuyor
.
Gelibolu filminin gösterime girmesiyle yıl boyu ziyaretçi
ve öğrenci akımına uğrayan Gelibolu Milli Parkı, ziyarete
gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktaları olurken
bilhassa okul otobüslerinin de konaklama merkezlerinin
Güneyli Koyu olmaya başladığı gözleniyor.
Kış aylarında 950 olan Güneyli nüfusu yaz aylarında yazlıkların
dolması ve gelişen ev pansiyonculunun etkisiyle 5000 kişiye
kadar çıkabiliyor.
Saroz Denizi kendi kendini temizleme imkânı bulunan Dünyada
ki üç denizden biri, kısaca poyrazda getirdiğini lodosta
götüren bir deniz olduğu için sürekli temizliğini koruyor.
Ayrıca Saroz kıyısında sanayi türü fabrika kurulu olmadığı,
kanalizasyon boşaltılmadığı için denize atık olmuyor.
Güneyli koyu ise iki doğal dalgakıran arasında bulunduğundan
fırtına ve rüzgârlara korunaklı dalgasız deniziyle rağbet
görüyor. Bugüne dek boğulma vakasına rastlanmayan Güneyli
Koyu denizinin 200 metre boyunca boyu geçmeyecek kadar
sığ ve zemininin kum olması bilhassa bebekli, küçük çocuklu
ailelerin gönül rahatlığı ile deniz banyosu almalarını
sağlıyor. Çalışan iş adamları, ailelerini koyun sahilinde
bırakıp işlerini takip ettikleri, hafta sonu tatilinde
yöreye geldikleri sıkça uygulanan tatil şekilleri arasında
görülüyor.
|
Güneyli Köyünün yerlileri çiftçilik ve balıkçılıkla uğraşıyor.
Ayçiçeği, buğday, biraz da domates yetiştiriyor. Sahil
kesimi ise akşamdan balık ağlarını balıkların geçiş yollarına
bırakıyor, sabah olunca ağları keyifle topluyorlar.
İstanbul'dan kaçıp Güneyli'ye yerleşen 38 yıllık deniz
macerası olan Nezih-İ İhbar gemisinin uzun yol kaptanı
Ömer Sezgün iki kulaçtan 5 kulaca kadar attığı ağlardan
bir günde çıkanları şöyle sayıyor. İki buçuk kilo barbunya,
üç levrek, yedi kilo izmarit. Temiz havanın etkisiyle
elma yanaklı görünen 78 yaşında ki yılların balıkçısı
Ömer Sezgün "Sabah erken kürekle gidiyorum, ağları topluyorum,
ağlardan bazen temiz suların göstergesi olan ahtapot da
çıkıyor" diyor.
Tecrübeli balıkçıyı bulmuşken bunu fırsat sayıp tuttuğun
balıkları nasıl pişirirsin diye soruveriyorum hemen. "Tavaya
bir kaşık tereyağı üzerine barbunya balığını koyar her
iki tarafını çeviririm, balığın rengi kıpkırmızıya döner,
pek bi lezzetli olur" diyor. Peki, başka ne var diyorum.
"Hay Allah şimdi benim de ağzımı sulandırdın, oysa daha
yeni balık yemiştim diye ekliyor, şu sizin çarpan balık
dediğiniz var ya, onun filetosunu tereyağında kızartırım,
çok kuvvetli balıktır laf aramızda kalsın gücümü ondan
alırım, buğulamasını, hatta çorbasını da yaparım", diye
ekliyor. Köyü nasıl bilirsin diye soruma devam ediyorum.
"Kapı kilitlemeyi bilmeyiz, insanları birbiriyle kardeş
gibidir, huzurlu ve güvenlidir, tek sobayla kış geçer,
kar yağmaz buralara, yağsa da yerde kalmaz, biz de palto,
çizme giymeyiz, deniz kenarı olmasına rağmen fazla nem
yoktur, tuzu açık bırakırız yapışmaz". Tam veda ederken
Atatürkçü olduğunu söyleyip bir de kısa şiir patlatıyor.
Bunu da yaz istersen, okusunlar" diyor!
"Atatürk'e dil uzatma sebepsiz
Atatürk olmasaydı
Baban Yorgo olurdu şerefsiz"
Neler görülür
Koyun her iki ucunda bulunan yüksekliklerden dantel gibi
işli yakın koylar ve köyün panoraması seyri zevk verirken,
Mayıs, Haziran Temmuz aylarında güneşin denize doyumsuz
batışı büyük keyifle izleniyor. Güneşin
ufuk hattından denizde adeta eriyerek batışını seyrederken
ağlayan Avusturyalı, Anzak turistlere bile rastlanabiliyor.
Köye birkaç kilometre mesafede bulunan Bolayır'da Rumeli
Fatihi Gazi Süleyman Paşa görkemli türbesi, Namık Kemal'in
güllerle kaplı mezarı ve banklarla çeşmelerle çevre düzenlemesine
yapılmış park görülüp Gelibolu- Keşan yolu ve gerisinde
Saroz sahilleri, boğaz havalı rüzgârlı tepeden izlenebiliyor.
11 km uzaklıkta bulunan Gelibolu'da Milli Park sınırları
içinde kalan şehitlikler, kaleler, savaşın geçtiği kutsal
topraklar, anıtlar, müzeler Atatürk Karargâh Evi, görülebilir.
İlçede restore
edilerek yeni açılan görkemli Mevlevihane, Gelibolu Deniz
Feneri, Bayraklı Dede Türbesi, bir zamanlar parti liderlerinin
zorunlu misafir edildiği, Hamza Koy, batık denizaltı maketi
ve Çanakkale savaşından kalma çok sayıda beton korunaklı
siper görülebilir.
Ayrıca Gelibolu'da 90'ın üzerinde evliya olduğu, bir kaç
evliya daha olsa bu sayının İstanbul'da bulunan evliya
sayısını geçebileceği söylenenler arasında.
Dünyada Gallipoli adıyla kurulmuş 13 şehirden biri olan
Gelibolu aynı zamanda Avrupa'da ki ilk Türk Şehri. Türklerin
ilk tersaneside yine Gelibolu'da kurulmuş.
Saroz
sahili ise, kıyı hattında anıt kayaların yer aldığı akvaryum
benzeri görüntüsüyle dünyanın en temiz denizlerinden biri
sayılıyor.
(Daha geniş bilgi için, Çanakkale
ve Büyükkemikli
bölümlerine tıklayınız)
Gezi için alternatif arayanlar, II. Sultan Murat tarafından
yaptırılan, ölmez Türk eseri 173 gözlü, 1270 metrelik
Uzun köprüyü görmek için Uzunköprü ilçesine, ünlü Enez
Kalesini ve restore edilen Osmanlı Sahil Kervansarayını
görmek için Enez ilçesine de kısa sürede gidebilirler.
Tatile kültürel zenginlik katacak kentlerden Edirne ve
Çanakkale ise gün içinde gidip gelebilecek başka seçenekler
olabilir.
Neler yapılır
Güneyli Koyunun her kıyısından Ekim ayı sonuna dek denize
girme imkânının yanı sıra, öğlen saatlerinden sonra sörf
yapma olanağı bulunuyor. Kumsalda bulunan akasyalar güneşe
karşı şemsiye görevi görürken kıyı bandına da ayrı bir
güzellik katıyor.
Kumsalda sejlong+şemsiye kirası 3 TL. Bir de bira söylerseniz
7 TL.
Termosunaza çay doldurup gelirseniz en ekonomik şekilde
denizden istifade edebilirsiniz.
Sahil kesiminde kurulmuş akasya ağaçlı çay bahçeleri gün
batımını izleyebileceğiniz, yorgunluk atacağınız, pide
çeşitleri veya yemek yiyebileceğiniz yerler.
Çevre gezilerine katılmak isteyenler için her Cuma müzikli
tekne turları düzenleniyor.
Tekne mönülü piknikli gezilere katılanlar, Kömür
İskelesi, Despot Limanı gibi çeşitli bakir koylara
gidiyor, deniz içinde taşların devamını, mercan adalarını,
zengin su altı bitki ve canlı dünyasının doğal güzelliklerini
izliyor, dalgıçlar dalış yapıyorlar. Tekne de giderken
rüzgârın etkisiyle kısa sürede yakılan mangalda yörenin
lezzetli sardalye balıkları pişiriliyor.
Köy halkının istekleri
Evreşe'de bulunan Çokal Barajının devreye girmesi halinde
gerek Gelibolu'nun gerekse Güneylinin su problemi kalmayacağını
belirten yerli halk, şimdilik tanker ile su taşındığını,
bazı yazlık sahiplerinin artezyen
kuyusu kazdığını, bu suyun killi toprak kokulu olduğunu
belirtiyor. Turistik bir konum kazanan Güneyli Köyünün
ana caddeye bir km lik asfalt yol ile bağlantısının olduğu
fakat koyun köye girmeden yola direk bağlantısının ve
ara sokakların toprak oluşunu bir eksiklik olarak dile
getiriyorlar.
Eski tapularda Ayayorgi Çiftliği, Koyunlu Limanı yazdığını
vurgulayan köy sakinleri, "Saray Tarlası" eteğinde eski
medeniyetlere ait izlerin var olduğunu, deniz içinde saray
kalıntıları temel taşları denizin gel git hareketlerinde
görülebildiğini, arazide bazı gömülere ve buluntulara
rastlandığını ilk fırsatta kazı çalışmalarının yapılmasının
faydalı olacağı görüşünü tekrarlıyorlar.
|