GEZİYORUM
|
Music:
The Shadows - Geronimo
|
Ihlara
Vadisi'nin vahşi cazibesi
14
km uzunluğundaki vadide,
dere yatağına dağılmış zümrüt yeşili ağaçlar ve örtücü
kuşların su sesine karışan "konseri" ile tarihin gizemli
sesi sizi doyumsuz bir lezzete çağırıyor... Bu çağrıyı
duyup, Ihlara'ya koşarsanız eğer, merdiven inip çıkarken
ya da Melendiz Çayı'na paralel patika yolu aşarken, terlemekten
kaygılanabilirsiniz. Ancak, bu kaygı sizi durdurmayacak.
Çünkü, 60-70 yaşını çoktan devirmiş turistlerin bile gençlere
taş çıkartırcasına bu parkuru tamamladığını görünce vadinin
havasının ne denli enerji verdiğine tanık olarak yola
koyulacaksınız.
Kapadokya bölgesinde gezi yapan turist gruplarının vazgeçilmez
duraklarından biri de "Ihlara Vadisi"dir.
Melendiz Çayı'nın ortasından geçtiği vahşi doğa, cazibesiyle
turistleri kendisine hayran bırakıyor.
Sarp kayalıklara oyulmuş kiliseler, mağaralar ve bıçak
gibi keskin kayalar görkemli yapısıyla bölgede daha önce
gördüklerinizi unutturacak nitelikte.
14 kilometre uzunluğundaki Ihlara Vadisi'nin 4 kilometresi
gezilebiliyor.
Gençlerin rehberliği
Ihlara'ya
gelince tesisler girişinde aracınızı otoparka bırakıp
cafe içinden geçerek müze gişesine geliyorsunuz.
Emekli ve memurlardan, sivillerden ayrı ayrı ücret talep
edilirken, öğrencilerden ücret alınmıyor. Vadiyi gezmek
için 08:30'dan 19:30'a dek vaktiniz var.
Önce seyir terasından genel panoramaya şöyle bir bakıp
başlıyorsunuz kanyonun kalbine inmeye.
Yüzlerce basamakla Melendiz Çayı kıyısına geldiğiniz zaman
patika yol kenarındaki tabelalar, size hangi kilisenin
nerede olduğu hakkında yön gösteriyor.
Arzu edenlere bölgenin gençleri de rehberlik yapıyor.
Kaya oygu kiliseler
Kiliseler içinde gezilebilir olanları Ağaçaltı, Sümbüllü,
Yılanlı, Pürenli, Karagedik ve Kokar kilise. Bir çoğuna
kayalardan tırmanarak veya basamak çıkarak ulaşabildiğiniz
için, kısa şort ve lastik ayakkabı en gerekli ihtiyaçlarınız.
Vadi genelde çok soğuk olmuyor.
Bunca merdiveni inip çıkarken, mağaralara tırmanıp Melendiz
Çayı'na paralel giden patikaları aşarken belki biraz terleyeceksiniz
ama 60-70 yaşını çoktan devirmiş turistlerin bile gençlere
taş çıkartırcasına bu parkuru tamamladığını görünce kendinize
de güven gelecek.
Üstelik, bölge havasının size de ne denli enerji, dinçlik
verdiğine şahit olacaksınız.
Vadide ilk dikkatinizi çeken şey, dere yatağına dağılmış
olan zümrüt yeşili ağaçlar. Akasya, söğüt, çitlenbik,
kavak, badem, ceviz ve şamfıstığı ağaçları ile kuşburnu
çalıları, kışkırtıcı güzellikteki koku ve görünüşleriyle
kır çiçekleri...
Köylülerin kanyon içindeki tapulu arazilerinde sebze yetiştiriliyor.
Melendiz Çayı'nda ötücü kuşların sesi su sesine karışıyor
ve verdikleri "konser" geziniz boyunca size eşlik ediyor.
İbibik, yabani, güvercin, bıldırcın ise vadinin diğer
konukları.
Çayda
alabalık, karabalık
ve sazan da var.
Köyün gençleri kepçe, serpme, germe ve olta ile bunları
tutup yerken, kışın da vadiye gelen keklik ve tilkiler
için ava çıkıyorlar.
Ihlara'ya
gelen turistler arasında Fransızlar çoğunlukta. Alman
ve İtalyanlar'a bu yıllarda çok sayıda Japon eklenmiş.
Vadinin zaman zaman daralan boğazlarında hiç görülmemiş
yer altı kiliselerine de rastlanıyor. Genellikle üç katlı
olarak inşa edilen kiliselerin ilk katları Melendiz Çayı'nın
getirdiği alüvyonlarla dolmuş.
Gezilebilen kiliselerin ikinci ve üçüncü katları görülebiliyor.
Bir kısmı ise, yıkılmış ve tahrip olmuş.
Göçük altında kalanlarla vadi 105 kiliseye sahip iken,
günümüze gelen 15 kilise var.
Yabanıl doğadan etkilendiyseniz vadiye içerden ve dışardan
devam ediniz.
Belisırma Vadisi, Yaprakhisar, Selimiye, 300 Sekemek ve
Kervan yolunu görünce yörenin ilginç yeryüzü şekli ve
jeolojik yapısı size bir başka gezegende olduğunuz izlenimi
yaratacak.
Ihlara girişindeki hediyelik eşya dükkanından bölgeyle
ilgili kitap, kartpostal ve çeşitli hatıra eşyası alabileceğiniz
gibi, halı heybe gibi Anadolu motifi el yapımı özgün hediyeliklere
Aksaray-Ihlara yolundaki tezgahlarda da rastlayabilirsiniz.
Melendiz'in kenarında, Hasan Dağı'nın eteklerinde...
Hava kararsız, güneş saklambaç oynar gibi bir görünüp,
bir kayboluyor. Uygun mekanı bulmanın huzuruyla, başlıyorum
fotoğraf çekmeye... Nerede mi? Güzelyurt, Ihlara, Belisırma,
Kervanyolu 300 Sekemek, Yaprakhisar ve Selime'de, Melendiz
çayının kenarında, Hasan Dağı'nın eteklerinde...
İlkbaharda
Kapadokya bölgesi bir başka güzel oluyor. Doğa çeşit çeşit
kır çiçekleri açıp, üzüm kütükleri yeşerince, peri bacaları,
vadiler ve ilginç görünümlü kaya oluşumları renklenerek
daha da görsellik kazanıyor.
Çiçek mevsimini Marmarisli arıcılarda takip ediyor, çiçek
balı elde etmek için mevsim başı kovanları kısa sürede
bölgeye taşıyorlar.
Ürgüp, Göreme, Avanos, Zelve, Uçhisar ve Soğanlı çok yazıldı,
çizildi. Bu nedenle bu kez farklı bir rota izleyeceğiz.
Yine Kapadokya'dayız ama, Aksaray iline bağlı Güzelyurt,
Ihlara-Belisırma ile başlayıp, Kervanyolu 300 Sekemek
ve kiliselerle devam eden Selime-Yaprakhisar güzergâhını
gezeceğiz.
Ihlara Vadisine devam
Melendiz
çayının yarıp geçtiği ürkütücü doğasıyla, antik Belisırma
köyüne.
Öyle, böyle değil... Ihlara'yı sulayıp çıkan Melendiz,
sonraları Belisırma köyünün içinden geçiyor.
Belli ki acelesi var, durduran da yok zaten. Yağışlar,
eriyen karlar ve yeraltı sularıyla karışarak kabara kabara
akıyor. 14 km boyunca, 26 kıvrım yapıyor.
Köy tam karşınızda, tamamını ve nereye gideceğinizi görüyorsunuz.
İki yamaçta sıralanmış sağlı, sollu oyulmuş kayaların
arasında büyük bir sessizlik içinde yolunuza devam ederken,
inişte bir tabelayla karşılaşıyorsunuz. Üzerinde Direkli
Kilise, Pillareo Church, Bahattin Samanlığı (Kilise Bahattin's)
Strow-yard yazıyor.
Direkli Kilise
Belisırma köyü karşısında kayalara oyularak yapılmış olan
Direkli Kilise'nin giriş koridoru ve 3 mihraplı kubbe
merkezi, 6 direk üzerine oturtulmuş. Bu yüzden de Direkli
Kilise adıyla anılıyor. Tahrip olmakla beraber duvarlarda
hâlâ azizlerin, meleklerin ve çeşitli kompozisyonların
yer aldığı resimler görülebiliyor.
Bahattin Samanlığı Kilisesi
Direkli
Kilise'nin 50 m yanında yer alan Bahattin Samanlığı Kilisesi,
1950'li yıllara kadar yerleşim yeri olarak kullanılmış.
Burada yaşayan Bahattin adındaki birinin kiliseyi samanlık
olarak kullanması nedeniyle de, köylüler kiliseye bu adı
vermişler.
Beşik çatılı 3 hücre kubbesi, 6 kemerli, geniş koridorlu
kilisenin duvarlarında, çeşitli tasvirler yer alıyor.
Bütün bunları sağımda bırakıp, Melendiz çayı üzerindeki
köprüden karşıya, sola tırmanarak tepeye çıkıyor ve bu
kez Alakilise Bezirhane tabelası ile göz göze geliyorum.
Belirsırma'nın eski sakinleri, Izgın ve Zeyrek otlarından
yağ elde ederlermiş. Burgularla hasırlar arasında otları
sıkar, küpe akıtır, sonra da elde ettikleri bu yağı lambalarda
yakarlarmış.
Zamana meydan okuyan mimarisi ile kilise duvar süsleri
yerli yerinde. Fresklerin boyaları ise zaman aşımına uğrayıp
kaybolmuş. Taş mengene, havuz, fırın, ahşap pres burgu
makinesi görülebilecekler arasında yer alıyor.
Buna
benzer kaya oyuklarından yapılmış barınma yerlerinden
oluşan birçok yerleşim alanı bulunuyor.
Bir de peri bacaları odalarına, mağaralarda, duvarlarda
görülen küçük oyuklar var.
Bu oyuklar güvercin yuvası olarak barınma amaçlı yapılmış.
Kapadokya bölgesinde kumlu olan toprağı güçlendirmek,
daha çok verim alabilmek için toprağı her yıl güvercin
gübresi gerekiyor.
Köy genelde bomboş. Çok fazla tanınmamasının cezasını
çekiyor gibi.
Ara sıra turist otobüsü gelirse, tur sonunda Melendiz
çayı kenarında oturanlar yorgunluk atarken, kır lokantaları
müşteri görmüş oluyor.
Belisırma'dan çıkıp Ihlara yolu üzerinde ilerlerken, ilginç
yeryüzü şekilleri ile karşılaşıyorsunuz. Bölgenin jeolojik
yapısının örnekleriyle göreceğiniz köyler ve vadinin oluşumunda
başrolü oynayan Hasan Dağı, tüm görkemiyle yol boyunca
size eşlik ediyor.
Sivri uçlu şapkasız dev Peri Bacaları, volkanik kayalar
ve yükseklikleri farklı yerlerdeki yerleşim birimleri
de turistlerin dikkatini çekiyor.
Din ve kültür zenginliğinin yoğun olduğu Selime ve Yaprakhisar
yolunda aracınızı yol kenarına park ettiğiniz, hatta yavaşladığınız
anda çevreniz yöre çocukları ile doluyor.
Kiliseleri gezdirmeyi ve rehberlik yapmayı iş edinmiş
çocuklar, ısrarcı tutumlarını inatla sürdürüyorlar. Kıyıda
köşede kalmış ilginçlikleri göstermenin heyecanını yaşarlarken,
harçlıklarını da çıkarıyorlar.
Vadinin oluşumu
Üçüncü
jeolojik devirde doğuda Erciyes, batıda Melendiz dağları,
aynı anda faal hale geçip lav püskürtmüş.
Melendiz'in tepesinde yer alan Hasan Dağı'na kadar olan
bölge lavla kaplanmış.
Melendiz ile Erciyes'in farklı lavların birbirine karıştığı
yerlerinde hafif dalgalı yaylalar oluşurken, eteklerde
daha yoğun olan Andizit ve Bazalt türü sert lav katmanları
zamanla volkanik tüf ve kalkerli tabakalara dönüşmüş.
Yağmur, rüzgar gibi doğa etkenleri sonucu erozyona uğrayan
yeryüzü, aşınarak Peri Bacaları görünümü sergilemişler.
Ihlara'da erozyonu hızlandırıp derinleştiren Melendiz
çayı, Ihlara-Selime arasında yer yer genişleyip yatağını
derinleştirerek, bölgenin oluşumuna katkı sağlamış.
|