GEZİYORUM
Her
yanı sit alanı olan Ildırı da Türkiye'nin en lezzetli
enginarları yetişiyor...
Yıllar
önce Rum Köyü olan ve birçok antik kent kalıntısı bulunan
Ildırı, hem tarih hem doğal güzellikleri ile gezi severleri
cezbe ediyor.
Adım atılan her yerde tarih solurken, lezzetli yemekler
yiyebilir, ada turları yapabilirsiniz...
|
Bir zamanların "Litri" adıyla anılan Rum Köyü,
1924'te Rumların yöreden ayrılmasıyla Ildırı adıyla Türk
Köyü olmuş. Selanik'ten gelen Türklerin önce Dalyan'a gelip
bir süre kalması ve ardından tarım için Aleon deresini keşfetmesi
ile Türk Köyü olarak gelişmiş. Saniyede 500 litrelik yüksek
debili kaynak suyu ile yetiştirilen sebzeler lezzetiyle
ün kazanmış, bilhassa Türkiye'nin en iyi enginarı burada
yetişir yer olmuş.
Birçok adası var
Ildırı Körfezi açığında irili ufaklı bir çok ada bulunuyor.
Toplam 28 ada içinde en tanınmış olanları Çelebi, Küçük
Adalar, Yassı Ada, Sarı Ada,Taş Adaları, Eşek Adası, Karabağ...
Körfezin
içinde bulunan küçük ve ilginç ada ise 1964 yılında Sanat
Güneşi Zeki Müren'in iki kere talip olup da alamadığı ada
olarak ün salmış.
Görünüşte kara bağlantısı olmayan suların alçalıp yükselme
olayında belirginleşen sığlıktaki adada bulunan yegane ardıç
ağacı belirgin sembol olarak anılara yerleşmiş. Çevredeki
diğer adalara ise günümüzde Çeşme'den yapılan tekne seferleri
ile gidilebiliyor veya Ildırı sahilinden özel tutulan teknelerle
tertemiz denizin en yakın gizli koylarına 15 dakikada ulaşılabiliyor.
Antik Kent
Ildırı
Köyünün üzerine kurulduğu Erythrai antik kenti, Pausanias'ın
yazdığına göre Eritrai Rhadamanthys'in oğlu, adı "kırmızı"
anlamına gelen Erythros'un önderliğinde Giritler tarafından
kurulmuş. Burada aynı zamanda Lykialılar, Karialılar ve
Pamphylialılar da oturmuşlar. Erythrai kentinin efsanevi
Atina kralı Kodros'un soyundan gelen Kleopodos ya da Knopos
yönetimindeki İonalı Kolonistlerle güç kazanıp geliştiğini
Pausanias bildirmekte.
İona kentleri arasındaki güçlü siyasal birliği oluşturan
ve M.Ö. 9.yy.da kurulan Panionion'a Erythrai de üyeymiş.
M.Ö. 560 tarihlerinde Erythrai, Lydia egemenliğine girmiş
ve M.Ö.545'ten sonra Persler yönetimi ele geçirmiş.
Kent alanında Athena Tapınağı kalıntıları, kilise, tiyatro,
devlet agorası, tapınak biçimli mezar anıtı, Helenistik
çağı villası, Roma villası, Megaron biçimli evler, Herakles
tapınak yeri kent duvarları da görülebiliyor.
M.Ö. 335 yılında 10 bin kişilik inşa edilen Erythrol Tiyatrosu'nun
iskeleti, 65 -76 yılları arasında Cevdet Bayburtluoğlu,
77- 83 yıllarındaysa Ekrem Akurgal hocanın çalışmalarıyla
ortaya çıkarılmış. Günümüzde kalıntılar, soyunma odaları,
sunak görülebilecek yerler arasında yer alıyor.
Antik
kentte yapılan gezi sırasında Athena Tapınağı duvarlarıysa
Arkaik Devri panogral yapı, çok köşeli duvar taşları ile
inşa edilen depreme dayanıklı, yıllara meydan okurcasına
hala ayakta duruyor.
Antik kent akropolünde M.Ö. 6. yy da Athena Tapınağında
bronz kadın heykeli bulunmuş.
80 cm boyundaki heykel, İzmir Arkoloji Müzesi'nde sergileniyor.
Erythrai sahilinde yer alan görkemli mozaikler ise büyük
bir yapının tabanına döşenmiş.
Üç panonun kapalı birinin açık olduğu mozaikler saray kalıntısı
yanında, kenti çevreleyen dört kilometrelik duvarın bir
bölümü ve hamam kalıntıları da görülebiliyor.
Çeşme
Yarımadasının yüksek ve rüzgarlı bir tepesine sahip Ildırı'da,
Ege'nin lacivert denizine uzanan panoramik manzara gözleri
dinlendirmeye neden olurken bölgedeki bitki dokusu arasında
dikkat çeken bir yaprak türüne de rastlanıyor.
Özellikle Akropolü dolaşırken bolca rastlanan bitki türünde
alışageldiği üzere daldan yaprak çıkması yerine, bitki sapının
yaprakların ortasından çıkması!
Dekoratif özellikli bu bitki türü son derece narin olup,
kuru halinde ise kırılgan bir yapıya sahip oluşu nedeniyle
dikkat çekiyor.
Ildırı girişinde ise bu güzelliği paylaşan sitelerin son
yıllardaki gelişimi gözleniyor.
|