GEZİYORUM
Ürkütücü güzellik;
Büyük Kemikli Burnu...
Gelibolu Yarımadası Saros Körfezi kıyısında buram buram
tarih kokan topraklar, anıt kayalar, tertemiz deniz ve havasıyla
ölmeye değer güzellikte bir açık hava müzesi...
Keşan'ı dönüpte Gelibolu'ya gelirken bambaşka bir atmosferle
karşılaşırsınız. Buram buram tarih kokan topraklar, rüzgar
içinizde bir ürperti yaratır. Sessizlik ve yalnızlık Gelibolu
Tarihi Milli Parkı içlerine doğru girildikçe daha da artar.
Türklerin
ve düşman kuvvetlerinin savaşlarda binlerce kayıp verdiği
bu bölgede Küçük Anafartalar Köyü'nü geçip Büyük Kemikli
Burnu'na giderken karşınıza önce bir lagün gölü çıkıyor.
Denize açık iki kanalı olan göl, eskiden tuzla olarak kullanılırken
günümüze dek kurumadığı için şimdi balık yetiştirme çiftliği
olmuş.
Balık havuzlarına pompalarla su verilerek Mersin'den getirilen
çipura ve levrek balığı yavruları hasat zamanına dek besleniyor.
Gölün ziyaretçileri kuğular, yaban ördeği ve kazlar, zaman
zaman da flamingolar oluyor. Göl yanındaki asfalt yoldan
ilerleyip sahile ulaştığınız yönde sizi nefis bir koy karşılıyor.
Tuzla Koyu baştan başa kum. Zemin sığ denizin içinde de
metrelerce devam ediyor. İçinde tek bir taş yok.
Deniz ise soğuk ama az tuzlu oluşu nedeniyle göz yakmıyor.
Su içinde gözünüzü açıp, gerçek mavi tonlarını seyretmeye
doyamıyorsunuz. Netlik alabildiğine uzanıp gidiyor. Burada
hava temiz, rüzgarlı, bol oksijen ve iyot yüklü ve de kekik
kokulu.
Dünyada ender rastlanan denizlerden biri olan Saros'un en
büyük özelliği ise lodosta kıyıya getirdiğini poyrazda götürüyor
olması.
Bu nedenle Saros'a kendi kendini temizleme özeliğine sahip
üç denizden biri deniyor.
Ayrıca Saros Körfezi'nde yapılaşmanın olmaması tatbikat
sahası olarak korunması ve körfeze akan nehir olmaması denizi
temiz kılıyor.
Ürpertici
kayalar
Tarihin görgü tanıkları anıt kayaları kışın hırçınlaşan
dalgalar, inatçı rüzgarla el ele verip oya gibi sabırla
işlemişler. Bazıları heykel görünümlü, bazıları da sünger
gibi delikli, bir kısmı ise Kapadokya'nın ünlü peribacalarını
anımsatıyor. Gördükleriniz sizi hayrete düşürecek kadar
etkileyici, bu güne kadar gördüklerinizi unutturacak kadar
da çarpıcı.
Sahil boyunca biraz daha ilerlerseniz Büyük Kemikli Burnu,
Küçük Anafartalar Koyu'na (Gavur Limanı) adıyla anılan balıkçı
barınağına varıyorsunuz. Koyda "Delikli Taş" denilen bölge
benzerlerine fark yapacak güzellikte. Kayalar üzerindeki
küresel taşlardan biri rüzgarın erozyonuna yenilerek yere
düşmüş. Buna rağmen bütünsel kütle güzelliğini sergilemeye
devam ediyor.
Delikli Taş'ın çevresinde birkaç balıkçı kulübesi yer alıyor.
Balıkçılar gün batarken denize bıraktıkları ağlarına sinarit,
mercan, barbunya, orfoz, lahos, karagöz, kırlangıç, lüfer,
kefal, kılıç, palamut, orkinos gibi balık çeşitlerinden
takıldığını söylüyorlar.
Büyük Kemikli Burnu'ndaki koylar, çıkarma yapmaya müsait
olduğu için savaş zamanı savunma amaçlı bir çok siper yapılmış.
Sağlamlığı ile siperler günümüze tarihe meydan okurcasına
gelmişler. Tarih kokan bölgede savaş zamanı İngilizler bölgeyi
terk ederken savaşta kullandıkları malzemelerini açtıkları
çukurlara doldurup sonra da kaçmışlar.
Yağmur
sonrası sularla sürüklenen topraklarda çadır düğmeleri,
çiviler, vidalar, perçinler, kemer tokaları, mermi kovanları,
üniforma düğmeleri, çuval parçaları, mantar şapka ve seramik
kalıntıları gibi savaş artıklarına rastlanabiliyor.
Büyük Kemikli Burnu'nun diğer ucu ise İngiliz aynası adıyla
anılan ayrı bir doğa yapısına sahip. Yöredeki geçmiş yılları
hatırlayanlar daha birkaç yıl öncesine kadar İngiliz askerlerinin
çıkarma yaptıkları yerlerde yol, merdiven basamaklarını
ve teçhizatlarını kurdukları alanların aynen durduğunu belirtiyorlar.
Fakat doğa şartları birçoğunu silip yok etmiş.
Bölgenin yüksek tepelerinde bulunan midye, salyangoz gibi
deniz kabukları ise oldukça düşündürücü.
Batıklar
Gavur Limanı'ndaki Delikli Taş'ın sol tarafına bakarsanız
bir gemi omurgasıyla karşılaşacaksınız. Hurdacılar tarafından
büyük bölümü
kesilmiş gemini üstü su seviyesinden itibaren görünmüyor.
Sadece alt eğeleri kalmış bu İngiliz çıkarma gemisi gibi
hemen hemen her koyda 5 ila 10 metre arasındaki derinliklerde
balık kılçığı gibi yatan savaş gemisi kalıntılarına rastlayabiliyorsunuz.
Su Ürünleri Müdürlüğü ve Kaymakamlıktan alınan izinle tüplü
dalış yapılabilen batıkların su içinde bile kesilip parçalanması
önlenemiyor.
Türk topçusu tarafında I.Dünya Savaşı'nda batırılan Majestik
28, Landi 29 metrede ve 70 metrede yatan bir büyük gemide
bu bölgede bulunuyor.
Balıkadamlar düzenlenecek kontrollü dalışlarla Saros Körfezi'nin
güzelliklerini, su altı zenginliğinin tanıtımı ve batıkların
varlığı Turizm için bir alternatif olacağı görüşünde birleşiyorlar.
Neler görülür
Küçük Anafartalar Köyü girişindeki çeşme karşısında selvi
ağaçlı alan içinde Çanakkale Savaşı'nda kullanılmış hasarlı
iki Türk topu görülebilir. Küçük Anafartalar Köyü içinde
yol üzerinde bulunan tarihi kitabesi çeşmenin 600 yıllık
olduğunu belirtiyor. Köy kahvesinin bir köşesi müze olarak
düzenlenmiş. Burada köylüler Mustafa Kemal'in Kireçtepe'de
çekilmiş Albay üniformalı fotoğrafını sergilerken top ve
mermilere süslemişler.
Yabacılara ait mezarlık ve şehitliklerin yanı sıra savaşın
geçtiği yerlerde bulunan anıtların üzerindeki yazılar tarihe
ışık tutuyor.
Büyük Kemikli Burnu'na yaklaşırken 3 anıt göreceksiniz.
Birincisinde yazılanlar aynen şöyle: "Arıburnu
cephesindeki Türk kuvvetlerini kuşatmak içi 7 Ağustos 1915
günü Anafarta Limanı'na çıkan düşman kuvvetleri,
zayıf gözetleme birlikleri karşısında İsmailoğlu ve Yusufçuk
tepelerine kadar ilerledi."
Diğer
anıtta yazılanlar ise: "Anafartalar Grubu komutanı Albay
M.Kemal'in komutasındaki Türk kuvvetleri 9-12 Ağustos 1915'te
yapılan I.Anafartalar Muharebesi sonunda düşman kuvvetlerini
yenerek Kireçtepe ve Mestantepe hattına attı."
Üçüncü anıtta ise yazılanlar: "İki tarafın daha büyük
kuvvetleriyle 21-22 Ağustos 1915 günü yapılan II.Anafarta
Muharebesi sonunda düşmanın Sivritepe ve Mestantepe hattında
taaruz gücü kırıldı.
Bu muharebede Türkler 8,155, Düşmanda 19,850 kayıp verdi."
Gelibolu Milli Park Alanı'nda bulunan 4 adette müze
gezilebiliyor.
Bunlar arasında Mustafa Kemal'in karargah olarak kullandığı
Bigalı Atatürk Evi, Kabatepe Tanıtma Merkezi, Settülbahir
Şehitler Abidesi bir de Çamburnu Tanıtma Merkezi. |