Turistler gün doğumu veya gün batımını izlemek için çıktıkları
zirvede, hayret ve hayranlık duygularını aynı anda yaşıyorlar.
Tanrıların dağı, Dünyanın en yüksek açık hava müzesi, Dünyanın
en yüksek tümülüsü, Dünyanın sekizinci harikası, Güneşe
en yakın heykeller gibi özelliklere sahip Nemrut sırlarıyla
yaşıyor!...
Nemrut ta Gün Doğumu.
Adıyaman veya Nemrut Dağı yolu üzerinde bulunan konaklama
tesislerine yerleşen yerli ve yabancı turistler, gün doğumunu
seyretmek istediklerini resepsiyona bildiriyorlar konaklama
tesisinin zirveye uzaklığına göre bir yada iki saat öncesinden
uyandırılan turistler karanlıkta hızlı bir kahvaltı veya
çay, kahve içip dağa çıkacak minibüslerdeki yerlerini alıyorlar.
Çıkışta çevreyi pek görmeseler de çeşitli yol üzerindeki
pansiyonlardan binenlerin de katılımıyla zirveye yakın son
noktaya kadar tırmanıp park ediyor, yolun bundan sonrasını
dar patikadan yürüyerek tamamlıyorlar.
Tanrı heykellerinin bulunduğu platforma gelenleri vücudun
çıplak kısımlarına adeta yapışan kuru soğuk karşılıyor.
Tecrübeli rehberlerin beraberlerinde getirdikleri battaniyelere
veya anoraklarına daha bir sıkı sarılarak günün ilk ışıkları
bekleniyor.
Nemrut Dağına çıkmadan, bu atmosferi yaşamadan tahmin edilmesi
zor ortamda
kendinizi garip duygular içinde hissetmeye başlıyorsunuz.
Şafak
henüz sökmeden karanlığın içinde yıldızların aydınlattığı
siluetleri zorlukla seçerken, dünyanın çeşitli ülkelerinden
gelmiş hiç tanımadığınız bu insanlarla aynı amaçla aynı
yerde bulunduğunuza alışmaya çalışıyor ve bu anı doya doya
yaşamak istiyorsunuz.
Gecenin ürpertici sessizliğine karışan rüzgar, ıslık çalarak
kulaklarınıza kadar üflüyor, ilk ışıklar koyu renkli gök
kubbeyi çatlatırcasına kendini fark ettirmeye başlıyor!
Urfa yönünde gözlerinizi alabildiğince uzaklara taşıyarak
güneşin tam doğacağı noktayı tahmin edip odaklıyorsunuz.
Güneş her gün doğuyor, her yerden izleniyor ama Nemrut ta
bir başka türlü oluyor.
Bir defa çok yüksektesiniz, bir başka deyişle yukarıya daha
yakınsınız! Sanki ne dileseniz, ne isteseniz oluverecekmiş
gibi geliyor! İçinizde huşu yaratan bu duygu altınızda uzanan
diğer tepeler, sıra dağların zirvelerine tepeden bakarak
daha da kuvvetleniyor, heyecan duymanıza neden oluyor veee
gün doğuma hazırlanıyor. Bu şölen güneşin doğmasından çok
günün doğumu gibi algılanıyor.
Birbiri ardına sıralanmış dağların arkasından başlayan aydınlık
güneşin ucunu göstermesi kamera tutkunlarının art arda deklanşör
sesleri duyulması ile tamamlanıyor. En iyi fotoğrafı, en
uygun açıyı, en güzel silueti ve ışığın en farklı sarı tonlarını
yakalamaya çalışanlar, heykeller arasında koşuşturuyorlar.
Güneş ufuk hattından kopup dikilmeye başlayınca her yer,
her şey aydınlanıyor, hiçbir gizem kalmıyor, tüm detaylar
belirginleşiyor.
Güneş hem içinizi hem gününüzü aydınlatıp ısıtıyor. Bir
başka şölen ise gün batımında yaşanıyor fakat önce Nemrut'un
tarihçesine bakıyoruz.
Komegene
Krallığı
"Doğum
günüm her ay yıl kutlanıp, bayram günü olacak.
Bugünlerde baş rahip, tanılar ve benim için, kendisine,
benim ve yasaların cömertçe verdiği Pers kılığına bürünerek
tanrılarımın, atalarımın ve benim heykellerimin üzerine
altın çelenkler koyacak.
Her birimiz için kokular yakacak ve gereğince kurbanlar
kesecek, kutsal sofraları en güzel yemekler ve şaraplarla
donatacak. Buraya toplanan ulusum bol bol yiyip bayram edecek".
Bu yazı Adıyaman'dan 105 km uzaklıkta deniz seviyesinden
2150 , yüksekliğinde Nemrut Dağının tepesinde 50m, yüksekliğinde
150 m çapındaki bir tümülüste bulunuyor.
Sahibi ise bu görkemli tümülüsü ve kutsal alanı yaptıran
Komegene kralı 1. Antiochos Epiphanes ait.
Yumruk büyüklüğündeki taşların bir alana yığılması ile oluşmuş
tümülüs'ün bulunduğu yer sabit kaya, bu nedenle mezar odasının
tabi kaya içine oyulduğu ve içerden çıkarılan taşların üzerine
yığılarak tümülüsün meydana geldiği sanılmaktadır.
Tümülüs doğuda, batıda ve kuzeyde sert kayaya oyulmuş teras
biçiminde üç avlu ile çevrelenmiş. Doğu yönünde bulunan
avluda heykeller heykeltraşlık anıtlarının en önemli grubunu
oluşturuyor. Günümüzde yerlere yuvarlanan ve bazı bölümleri
tahribata uğramış olan dokuz heykeli orijinal yerlerindeki
sıralamalarında, her iki yanda kuvvet ve kudretin simgesi
olarak birer kartal ve aslan heykeli bulunmasına dikkat
edilmiş.
Geç
Helenistik çağa özgü idealize edilmiş olan yüzlere sahip
taş heykellerde, açıkta olmanın, gece ile gündüz
arasındaki farklı ısılardan etkilenmenin, çatlaklara sızan
suların, yağışların, rüzgar erozyonunun etkisi ile her yıl
biraz daha belirginleşen tahribatı görülebiliyor.
Heykellerin yanı sıra bölgede çeşitli konuları tasvir eden
kabartmalarda en az heykeller kadar ilgi çekiyor.
Alman kazı heyetleri tarafından sistemli kazılar yapılmış
olan Nemrut Dağı çevresinde de bir çok tarihi kalıntıya
rastlanıyor. Üzerinde kitabesi olan Cendere Köprüsü, Kahta'ya
26 km uzaklıkta bulunan ve bugün üzerinde Memluklar çağına
ait kalıntılar bulunan Yeni Kale, Arsameia şehrindeki Komegene
kralı Mithradates ve Herakles'in tanrı ile yerin tokalaşmasını
tasvir eden kabartma, Karakuş anıtları görülebiliyor.
Nemrut Dağında Gün Batımı
Nemrut Dağını gün boyu gezip dolaşan ziyaretçiler yaz aylarında
zakkumların süslediği yollar ve Kahta çayı üzerinde yer
alan Cendere köprüsü üzerinden geçerek son olarak zirveye
çıkıyorlar.
Bu saatlerde güneş ısı etkisini ve ışık şiddetini kaybetmeye
başlarken bu defa güne veda etmenin etkisiyle
daha hüzünlü, mistik bir atmosfer yaşanıyor.
Güneş ufuk hattına yaklaştıkça ışıklar yatıyor, sarılar
turuncuya turuncu renkler kırmızıya dönüyor. Taş heykeller
sararan ahşap görünümlere bürünürken güneş dağları morartarak
batıyor, hafif bir rüzgar, ürpertici serinlik başlıyor.
Artık gökyüzünün kızarmasını bekleyen kamera tutkunları
son fotoğrafları çekiyor, turistler için iniş başlıyor,
loşluk çöküyor veee gece karanlık örtüsünü tanrıların üstüne
bir kez daha örtüyor.
Nemrut Dağını anlatmışken Adıyaman dan da bahsetmek gerek.
Ulu cami, Behos Kilisesi, Pirin Mağarası, Roma Çeşmesi,
Etnoğrafik ve arkeolojik eserlerin sergilendiği kent müzesi
bir yana, otantik özelliği olan Oturakçı Pazarı capcanlı
renkleriyle heybeler, yöresel kilim ve halılar, el işleri,
dokuma örnekleri, yemeniler, çarıklar, hasır sepetler, ahşap
eşyalar,bakırcılar, açık tütün satanları ile Anadolu kültüründen
örnekler bulabileceğiniz özellikler barındırıyor.
|