GEZİYORUM
Kendine özgü özellikleri günümüze dek
bozulmadan koruyan, tarihi ve kültürel zenginliklere sahip
TİRE,
zamana meydan okuyup,
"Eski hamam eski tas" sözünü doğrularcasına yıllar öncesine
ait sayısız değerleri gözler önüne seriyor...
İzmir'e 81, Selçuk'a 40 km uzaklıkta bulunan Tire, tarihi
yapıları, el sanatları, çarşısı, yöresel yemekleri, çok
renkli bir ilçe.
Tirenin çarşı ve sokaklarında dolaşırken sizleri yıllar
öncesine götürebilecek gözden kaçan küçük detaylar yakalama
ve adım başı nostalji yaşamanız mümkün oluyor.
Açık hava müzesi gibi gezilen ilçenin geniş ve bereketli
ovası damak zevkine düşkün olanlar için leziz sebzeler,
meyveler, zengin ot çeşitlerini barındırınca Tire Ege'nin
en renkli, en ilginç çarşısı olma özelliğini kazanıyor.
Tirede
nostalji
Tire sokaklarında dolaşırken hem günümüzü yaşıyor, hem de
çok eskilere götüren nostaljik tatlara varabiliyorsunuz.
Bir köşede Mısırlı Çeşmesi önünde oynayan çocuklar, bir
başka köşede sokak dondurmacısının işe başlama hazırlıkları,
cumbalı evler, semercilik, keçecilik gibi el sanatları ile
uğraşan tarih olmuş dükkanlar, sizi geçmişe götürmeye yetiyor.
İlan tabelalarından tutun da yerdeki loger veya elektrik
kutusu kapaklarında ki yazılar bile eski izleri günümüzde
de yaşatmaya yetiyor.
Salı günleri kurulan pazarda geleneksel Osmanlı kültürünü
yaşatan izler görülüyor.
Çarşının dükkanlarında semer yapanlar, keçeciler, ipçiler,
urgancılar, saraçlar, yorgancılar, nalıncılar, yularcılar,
hasırcılar dün nasılsa bugün de aynı heyecanla el sanatlarını
zor da olsa sürdürüyorlar.
Küçücük dükkanlarında kömür ütüsü kullanan terziler, kunduracılar,
henüz kuaför olmamış mütevazı berberler, marketleşmemiş
bakkal kokan bakkallar yıllar öncesinden kalmış asılı tabelaları
altında çalışıyorlar.
Sokakların sessizliği, evler, cumbalar, çıkmalar, kapı ve
pencereleri ile Tirede zamanın durduğu hissine kapılmanıza
neden oluyor.
Camiler, çeşmeler, hanlar, hamamlar, türbe ve tekkeler,
medreseler Tire tarihinin çok eskilere dayandığını ispatlarcasına
tarihi dokuyu güçlendiriyor.
Tire tarımının çalışkan kadınları
Tire'nin toprağı bereketli, iklimi elverişli olunca her
tarafta bir hareket her yerde çalışan kadınlar sıkça görülüyor,
kadınların bir çoğu pamuk topluyor, bir kısmı sebze, meyve
yetiştiriyor, pazarlarda satıyor.
Tire Pazarı
Her pazar renklidir ama Tire pazarı, 20 yıl öncesi kasaba
kokuları ile Ege'nin en renkli pazarı olma özelliğini çarşı
geziniz bitince bir kez daha ispatlıyor.
İnsanın ihtiyaçlarını duyduğu her şeyin karşılandığı yer
olarak biliniyor! 600 yıllık çarşıda el sanatlarının işlenişi
görmek, gezmek, alış veriş etmek yöresel el işlerinin de
satıldığı Tire Salı pazarı için ayrıcalık olarak kabul ediliyor.
Belediye
hoparlörlerinde okunan Türkçe pazar duası ile başlıyor pazar.
Dolaşan herkes ellerini açıp dua ediyor, sembolik olan bu
dua da dürüstlük ve doğruluk teması işleniyor.
Pazarda ürünlerin satıldığı tezgahlar heyecan verici olduğu
kadar kışkırtıcı tazelikleri, güzellikleri sergiliyor.
Dağ ve ova köylülerinden oluşan pazarcıların büyük bölümü
kadın olunca ortaya samimi, içten çok renkli bir tablo çıkıyor.
Bir çoğu kendi bahçesinde yetiştirip birkaç saat önce koparıp
getirdiği "Ayşe kadın fasulyeleri", domatesleri, biberleri,
patlıcanları, sulu kütür kütür özel lezzetiyle "kebap eriğini",
yöresel otları büyük kentten gelenlerin inanamayacağı ekonomik
fiyatlarla satıyorlar.
Taş gibi iri kırmızı tarla domateslerinden ayıramadığınız
gözlerinizi tezgahın gerisine çevirince, kendinizi ender
rastlanan deveci çizmesi yapan bir dükkanda buluyorsunuz.
Ege'nin Meşhur Körüklü Deveci Çizmesi
35 yıllık çizmeci Recep Arpacı adlı usta, körüklü çizmelerin
kösele olanlarının 125 milyon, Japon süngerli olursa 100
TL olduğunu, Tire'nin tek çizmecisi olduğunu söylüyor, ısmalama
yapılıyor, sipariş verebilmek için sıraya giriliyor...
Tire sokaklarında yapacağınız gezi sırasında çiçekler ve
sarmaşıklar da ilgi çekiyor. Evden eve gerilmiş geniş gözenekli
tel ağlar, sokakları boylu boyunca kaplıyor. Tireliler bu
ağlara sardırdıkları sarmaşıklarla, hasır örgü gölgeliklerle
doğal bir gölgelik elde ediyor, çoğu zaman sokaklarda, evlerinin
önünde serin serin oturuyorlar.
Bu tablo sokak yaşamının canlılığını ön plana çıkarıyor.
Tire Camileri
Büyük
çoğunluğu 15.yy ait olan küçük ama özellikli olan camilerin
sayısı, tarihi, mimarisi oldukça dikkat çekiyor. Kentteki
ilk Osmanlı eseri olan Yeşil İmaret Camii süslemeleri, abanoz
ağacından yapılma kapı kanatları, sırlı tuğla minaresi belirgin
özelliklerini oluştururken, yarım kubbe örneğinin Anadolu
da ilk uygulandığı yapı özelliği taşıyor.
Yeşil İmaret Zaviyesinin vakıfları içinde kalan Tire merkez
çarşısı, Kapan kervansarayı, Kutu hanı, Arasta, ve hamamı
da barındırıyor.
Yeni Cami kesme taştan yapılma Tirede ki tek örnek, Karakadı
Camii altıgen planlı ve tuğla dekorasyonlu minaresi ile
ilgi çekiyor.
Kurt ve Doğancıyan Zaviyesi, Yoğutluoğlu, Külliyesi, Ali
Baba Tekkesi, Şemsi Mescidi ve ayazma, Bakırhanı, Abdüsselam
Hanı, Yeni han, Eski-Yeni Hamamı, Terziler Hamamı, Yalınayak
Hamamı, Tire Müzesi, Necip Paşa Kütüphanesi, Süleyman Şah,
İbni Melek, Balım Sultan, Rum Mehmet Paşa Tirede görebileceğiniz
eserler arasında sayılıyor.
Tire'nin dillere destan ağız tatları
Damak zevkine düşkün olanlar için bereketli Tire ovası ürünlerinden
yapılan değişik pişirim şekilleri ile farklı lezzetler sunuluyor.
Tire Kebabı, Tak Tak Kebabı, Tandır çorbası, Sirken, otu,
Sübye gibi yöreye has bir çok lezzet bulunuyor.
Tak Tak Kebabı, 05.00 te başlayıp saat 10.00 da bitiyor!
Bir bütün kuzu kuyuya atıp pişiriliyor. Pişen etler pide
üzerine konulup yeniyor.
Kuzunun kuyu içinde pişirilmesi sırasında altına konan büyükçe
kaba kuzunun akan yağlar biriktiriliyor, sonra da bu yağlardan
Tandır çorbası yapılıyor. Bu çorbayı da ancak o saatlere
yetişen içebiliyor.
Tire
Kebabı 100 yılı aşkın geçmişe sahip.
Bu kebap türünde küçük ince uzun köfteler şeklinde şişe
sarılan kıymalar, kömür ızgarada pişirilip bekletiliyor.
İçinde tereyağı olan iki tane tava var, birine pişirilen
köfteler konuyor, diğerine kabuğu soyulmuş, doğranmış domateslerle
sos yapılıyor.
Tabağa konan köfteler üzerine tereyağlı domates sosu dökülüp,
arzu edilirse yoğurt ilavesiyle servis yapılıyor.
Tadı İskender'e benzeyen Tire kebabı, ızgara, tava, tereyağı,
domatesin mükemmel karışımı, ağır, kuvvetli ve çok lezzetli
ifadesiyle tanımlanabilir. Üç kilo inek sütüne, bir kilo
koyun sütü karıştırılarak yapılan yoğurt lezzeti tamamlıyor.
Tire Meydanı Hacıoğlu Kebap salonu 0(232) 512 07 84
Sübye ise enerji veren bir içecek ve kavun çekirdeğinden
yapılıyor. Ayran kıvamında, beyaz renkli, şekerli, ferahlık,
serinlik verici özellikleri var. Kurutulmuş kavun çekirdekleri
suya bırakılıyor, kabaran çekirdekler yıkanıp dibek içine
atılıyor. Burada uzun süre dövülüp eziliyor ve tülbent içine
alınıp sıkılıyor, içine biraz şeker ve gülsuyu konarak soğuk
olarak içiliyor. Değişik bir tat, kavunlu süt gibi.
|