GEZİYORUM
Osmanlı'nın
ilk kurduğu şehir "Yenişehir"
Osmangazi 1301 yılında yörenin en güçlü Köprühisar
kalesini alamayınca ovanın tam ortasına bir şehir kurar
ve bu şehre Yenişehir adını verir. Bu şehir Osmanlı'nın
kurduğu ilk şehir unvanıyla tarihteki yerini alır. Gezimizi
Bursa'nın arka bahçesi sayılacak kadar ona yakın, tarihi
eserleri ve mimari dokusuyla göz okşayan bereketli topraklara
sahip bu ilçeye yapıyoruz.
|
Bursa, Orhangazi, İznik, Bilecik, İnegöl'ün tam ortasında
onlara komşu bir ilçe Yenişehir. Nasıl olmuş ta diğerleri
gibi sivrilememiş diye düşünebilirsiniz. Oysa Bursa'nın
sadece 55 km arkasında yemyeşil tepeler, bahçeler içinde
bozulmamış, yozlaşmamış mimari dokusunu oluşturan Osmanlı
evleri, bereketli topraklarında yetişen biber çeşitleri
bir o kadar da aranılan lezzete sahip taze fasulyesi,
domatesi, bezelyesi ile tanınıyor.
Bursa'dan
Ankara yoluna girip İnegöl yönünde yol alırken solunuzda
sola ayrılan yola saparak ilerliyorsunuz. Yenişehir
Hava Alanı tabelalı rampasız ve virajsız yol sizi üzmeden
yormadan tarihi ilçeye getiriyor. Güler yüzlü, misafirperver
ilçe halkı yardımseverliği huzur veriyor.
İlçe merkezinde bulunan tarihi yapılar köklü, saygın
bir yerde olduğunuzu hissettiriyor. Yapacağınız kısa
bir turda ise etrafında havuzlu bir park olan şeker
pembesi renkli şık bir saat kulesi ile karşılaşıyorsunuz.
Yenişehir
Saat Kulesi
Cumhuriyet Alanı üzerinde yükselen sekizgen planlı saat
kulesi dikdörtgen kesme taştan yapılmış, 2,5 metre yüksekliğinde
ki kaidesi üzerinde 7 katıyla 25 metre yüksekliğe ulaşıyor.
Yenişehir'in Yunan işgalinden kurtuluşundan sonra elde
edilen silahların, demir aksamın eritilerek tamiratının
yapıldığı söylenen kule bir tür zafer kulesi olarak
da anılılıyor.
Sultan II. Abdülhamit'in tahta çıkışının 30. yılında
(1906) yaptırıldığı belirtilen kulenin 6. katında dört
bir tarafa bakan saat katranları yer alıyor. Ağırlık
sistemi ile çalışan saat makinesi Bursalı bir saatçi
olan Osman Nuri Körüstan imzası taşıyor.
Saat Kulesinin yıllardır bir de misafiri bulunuyor.
Çan sesinin rahatça duyulması için her yönü açık olan
ve dört köşede iki sütun üzerine oturtulan çatı katının
üzeri kurşun kaplı kubbesi, bir leylek ailesini ağırlıyor.
Mimari
eserler.
Roma, Selçuklu, Bizanslılara ev sahipliği yapmış olan
Yenişehir, Osmanlı Devleti'nin kuruluş hutbesinin okunduğu
ve devlet olduğunu ilan ettiği yer olan Kumluk Camisi,
Sinanpaşa, Çınarlı, Semaki, Kurşunlu, Balibey, Ulu camileri,
hanları, hamamları, medrese ve Şemaki Evi müzesiyle
geçmişin önemli izlerini taşıyor.
Osmanlılardan günümüze kadar gelen tarihimizin canlı
tanıkları olan evlerin bir kısmı ise projelendirilerek
restorasyon için koruma altına alınmış.
İki katlı evler cumbaları, sürgülü pencereleri, kapıları
ve kapı tokmakları, kiremitli çatıları, bahçeleri geçmişin
zarif örnekleri ile karşılaşmanızı sağlıyor.
Şemaki
Evi Müzesi
Yenişehir'de bir de Şemaki Evi müzesi gezilebiliyor.
İran'ın Şemah kasabasından Anadolu'ya gelerek Yenişehir'e
yerleşen Şemaki Ailesi tarafından 18. yüzyılda yapıldığı
tahmin edilen ve günümüzde müze olarak hizmet veren
Şemaki evi iki katlı.
Evin
zemin katında taşlık, mutfak, kiler, kışlık odalar bulunuyor.
Mutfak duvarına bitişik ahşap merdivenle çıkılan üst
katta ise bahçeye bakan revak şeklinde kemerli bölümler
ön cepheyi süslüyor. Eyvanlı sofaya açılan başoda ve
iki ayrı odalar ile 19.yy ait olan nebat motifleri,
manzara dekorlu kalem işleri ilgi çekiyor.
Yenişehir evleri arasında dolaşırken bunlar arasında
bir tanesi özellikle ilgi uyandırıyor. 1931 yılı yapımı
Cumhuriyet dönemi evi olup, bulunduğu mahalledeki Şemaki
evinden sonra Yenişehir'de ki en eski sivil mimari örneği
olduğu biliniyor.
Yapı 30'lu yıllarda Yenişehir'in Cırnıklar lakaplı ve
varlıklı ailesi tarafından, bir şinik altın harcanarak
yapıldığı söyleniyor.
Üç
dört basamakla girilen yağıştan korumalı giriş bölümünün
ardından evin iç mekânını gezildiğinde bahçesinde ki
havuz, bahçeye bakan salonla tümleşik cumba, ikinci
kata çıkılan ve tek parça ağaçtan yapılan merdiven tutamağı,
ahşap kullanımı, salondan kilere inilen yerdeki sürgülü
kapının ilginçliği dikkat çekiyor.
Kilerde bulunan çeşitli büyüklükteki küpler ve 1935
li yıllarda yapılmış duvarları süsleyen orijinal yağlı
boya İstanbul resmi ve doğa resimleri, iki oda arasındaki
yüklük ve banyoluklara varıncaya kadar evin her köşesi
hayranlık uyandırıyor.
|