GEZİYORUM
Dünya Miras Listesinde
yer alan, Mezopotamya'yı seyreden tarihi kent; Mardin...
Mardin kitaplara sığmayacak kadar derin kültüre sahip bir
ilimiz, konunun MÖ.8000 yıllarına dayanan tarihi yönü bir
tarafa Urfa-Viranşehir yoluyla gelip de Kızıltepe kavşağından
dönerek yükselmeye başlayınca karşınıza bir tablo gibi çıkan
çarpıcı özellikteki kent, kiremitsiz evleri, basamaklı,
daracık gizemli sokaklarla birbirlerinin havasını, ışığını
kesmeyecek şekilde sırt sırta binerek kaleye doğru tırmanıyor.
|
Özellikle akşam güneşinde ışığı arkanıza alıp da, eski Mardin
kentinin karşısına geçip adeta bakıştığınızda, kent sizi,
siz kenti seyrediyorsunuz!
Cephesi size dönük tamamını bir defada görebildiğiniz ender
yerleşimlerden biri olan kent aslında uçsuz bucaksız uzanan
Mezopotamya'yı seyrediyor, biz bu derin manzarada araya
giriyoruz.!
Fakat bu seyir ne bir saate, ne bir güne, ne de daha fazlasına
sığacak gibi değil.
Günün değişik zamanlarında, mevsimsel ışık efektlerinin
sihiri ile her saat başka görünen Mardin de akşam güneşinin
kızarttığı gökyüzü ve evlere yansıyan sarartısı içinde ilk
dikkati çeken görkemli kale eteğinde omuz omuza vermiş motiflerle
süslü kesme taş evlerin dayanışması arasında sivrilen minareler,
kiliseler, farklı mimari yapı tarzı oluyor.
Apartman dokusu hakimiyetindeki illerden gelenler için bu
görüntü ilk kez Mardin'i görenlerde değişik duygular yaratıyor.
Araç
giremeyen, çöp toplama dahil taşımacılığın at, eşek, katırlar
ile yapıldığı basamaklı sokaklarda yürürken, kemerler altından
geçilen dehlizler ilk kez gelen ziyaretçileri hayretler
içinde bırakabiliyor!
Kapı üstü süsleri, kapı tokmakları, pencereler gibi detaylara
dalarsanız kent gezisi içinden kolay kolay çıkabilmeniz
hiç mümkün olmuyor ! Yine de Mardin'e gitmeden önce bu ili
tanıtan kitaplar okumalı, açıkçası tarihini, coğrafyasını,
kültürünü çalışıp gitme ihtiyacı duyuluyor.
Mardin doğal konumu bakımından olduğu kadar ticari ve kültürel
ilişkilerin kavşak noktasında bulunması nedeniyle Karadeniz'den
Kafkasya'ya, Basra Körfezinden Doğu Akdeniz'e uzanan yolların
bağlantı noktası olmuş.
Güneyde alabildiğince uzanan Mezopotamya Ovası ve Diyarbakır
düzlüğü arasındaki tek geçit olan Mardin Eşiği üzerinde
bulunması Mardin'i tarih boyunca vazgeçilmez kılmış. Deniz
seviyesinden 1100 m yükseklikteki çevreye hakim konumuyla
ele geçirilmesi son derece zor olan kentin doğası Midyat,
Hasankeyf, Cizre gibi merkezlerdeki dinsel anıtlarıyla da
merak uyandıran gözle görünür bir çekim gücü yaratıyor.
Kentteki Kültürel Miras
Han, külliye, medrese, cami, kilise, manastır, kent müzesi
ve tarihi çarşısı ile bir çok gezilip görülecek yere sahip
olan Mardin de yöreye has "Telkari sanatı" ünlenmiş bir
sanat dalı olarak ilgi çekiyor.
Eritilen altın, gümüş gibi madenlerin tel halinde çekilip
işlenmesi ile ortaya çıkarılan kullanım eşyaları, bölgeden
alınabilecek hediyelik eşyaların başında geliyor.
Ayrıca
araç giremeyen bir çok sokakta taşımacılığın binek hayvanları
ile yapılıyor olması semercilik, nalbantçılık gibi mesleklerin
de hala devam edebiliyor olmasına imkan vermiş.
Günümüzde semerler yöreyi ziyaret edenler tarafından da
dekoratif amaçla kullanılmak üzere satın alınıyor.
Mardin gezisinden artan zamanda mutlaka gezilmesi gereken
Hasankeyf, Midyat Cizre gibi tarihi değerlere sahip eşi
benzeri olmayan özelliklere sahip yerler, gezi severlerin
büyük beğenisini kazanıyor. Tarihi platformlar aynı zamanda
filmciler, foto safari meraklıları içinde bulunmaz imkanlar
sunuyor.
Turistlere alışık olan yöre halkı ise hoşgörülü ve yardımsever
olup arzu edenlere rehberlik hizmeti veriyorlar.
Mardin Evleri
Anadolu Türk mimarisinin en özgün örnekleri olarak kabul
edilen, bulunduğu topografya ve iklim koşulları ile uyum
sağlayan Mardin evleri, Mezopotamya Ovası'nın ucunda yer
alması nedeniyle İslam kültür ve mimarisiyle Anadolu Türk
kültür ve mimarisi arasında köprü olmuştur.
Dik bir yamaç üzerinde düz damlı taş binalar kemer, revak
ve taş süslemeleriyle dikkat çekerken, taş oyma sanatı ince
detaylarına rastlanıyor.
Bazı
binaların dış cephelerinde bulunan kitabeler, hat sanatının
göze çarpan özellikleri
olarak dikkat çekiyor. Çeşitli yapılar birbirlerine daracık
sokaklar, merdivenler ya da yöre halkının dilinde "Abbara"
denilen üstü tonozlu geçitlerle bağlanırlar. Tüm mimari
doku açık renkli kalker taşlarıyla oluşmuş olup beyaz, sarı
ve kırmızı tonlarda, ki bu taşlar yer yer dönüşümlü kullanılarak
renkli görünümler ortaya çıkması sağlanmış.
Çok kalın duvarları olan taş evler yazın çok serin kışında
sıcak ortamlar yaratma özelliğine sahip. Tahta üzerine demir
kaplamalı sokak kapılarında büyük anahtarlı kilitler halkalı
ve stilize horoz figürü taşıyan demir dövme kapı tokmakları
geçmişten günümüze gelen asırlık eserlerdir. Tokmaklar Evi,
Koçhisarlar Evi, Kurtuluşlar Evi, Zeki Eldem Evi, Abdülkadir
Paşa / Koçlar Evi, Vakıf Evi gibi birbirinden ilginç yapılar
türünün örnekleri olarak büyük beğeni kazanıyor.
Mardin'de gezilecek yerler
Melikşah Ulu Camii(Cami-i Kebir- Merkez Ulucami Mahallesindedir)
Melik Mahmud Camii(Babu's sor-Merkez Savurkapı Mahallesindedir)
Abdullatif Camii(Latifiye-Merkez İkinci Cadde Cumhuriyet
Çarşısı)
Zeynelabidin Camii (Nusaybin Merkezinde)
Koçhisar Camii (Dunaysır-Kızıltepe Merkezinde)
Kasımiye Medresesi (Merkez)
Zinciriye Medresesi (Merkez)
Şehidiye Medresesi ve Camii (Merkez Şehidiye Mahallesindedir)
Sıtti Radiviyye (Hatuniyye Medresesi) (Merkez)
Selsel Camii(Merkez Teker Mahallesindedir)
Necmettin Gazi Camii(Merkez Necmettin Mahallesindedir)
Kasım Tuğmaner Camii(Erkulu-Merkez 1. Cadde üzerindedir)
Reyhaniye Camii(Şeyh Mahmut-Merkez Hasan Ayyar Çarşısındadır)
Nasrettin Şehit ve Medresesi (Şehidiye-Merkez Şehidiye Mahallesindedir)
Hamidiye Camii(Merkez 1 .Cadde Üçyol altındadır)
Süleymanpaşa Camii(Molla Halil Merkez Şehidiye Mahallesindedir)
Secaattin ve Mehmet Camii(Zerrer-Merkez Yeniyol üzerindedir)
Hamza-i Kebir Camii(Merkez Savur Kapı Mahallesindedir)
Şeyh Abdulaziz Camii(Merkez Cumhuriyet Çarşısının batısındadır)
Melik Eminettin El Emin Camii(Merkez Eminettin Mahallesindedir)
Sıtti Radviyye Camii(Merkez Gül Mahallesindedir)
Şeyh Salih Camii(Sadullah Şar-Merkez Yeniyol üzerindedir)
Mahmut Türki Camii(Halife-Merkez Diyarbakır Mahallesindedir)
Zeyd Camii(Merkez Yenikapı Mahallesindedir)
Sarı Camii(Necmettin veya Maristan)
Şeyh Çabuk Camii(Merkez Çabuk Mahallesindedir)
Nizamettin Begaz Camii(Merkez Diyarbakır Kapı Mahallesindedir)
Kale Camii(Mardin Kalesi içindedir)
Dinari Camii(Pamuk Merkez Kuyumcular Çarşısında)
Ulu Camii(Midyat Merkezinde)
Altunboğa Medresesi(Medrese)
Hüsamiye Medresesi(Merkez)
Savurkapı Medresesi(Merkez)
Melik Mansur Medresesi(Merkez)
Tarihçesi
Geçmişin ünlü İpek Yolu bağlantısı olan kent hakkında bir
çok efsane bulunmaktadır. Pers krallarından birisinin hasta
olan "Mardin" adlı oğlu, dört mevsimi de birbirinden güzel
olan bu kentte sağlığına kavuştuğu için onun adıyla anıldığı
söylenir.
Bir başkası Süryanice kutsal şehir anlamına gelen bu ismin
bir Süryani rahip tarafından kente verildiği ifade edilir.
Bir başka söylentiye göre ise kentin adı Sasani komutanlarından
Mardius'tan gelmektedir.
Ünlü tarihçi Hammer, tarihi kaynaklardan
aynen aktardığını öne sürerek bu adın İran hükümdarı Ardeşir'in
bölgeye yerleştirdiği savaşçı kavim Mardlar'dan geldiğini
söylemektedir. Roma, Bizans, Arap, Hamdaniler, Şeyhoğulları,
Mervaniler, Büyük Selçuklular ve onların ardından Artukoğulları
uzunca bir süre yöreye egemen olmuşlar. Daha onraları Karakoyunlular,
Akkoyunlular ve Safeviler Mardin'i siyasi sınırları içerisine
katmışlardır. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim komutanlarından
Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından Osmanlı toprakları içine
alınmıştır.
Dipnot: Dünya
mirası kentin tarihi
panoramasının korunması gerekçesiyle mimari dokuya uyum
sağlamayan ve sonradan inşa edilen yapıların elenip, taş
evlere benzer şekilde yaniden yapılması bu mirasın değerini
arttıracaktır. |